Taşınmaz Satışlarında Muvazaa

Türk Hukuk Sistemi’ne göre satışa konu olan taşınmazın hangi taşınmaz olduğu duraksamaya yol açılmaksızın anlaşılacak şekilde sözleşmede yer alması zorunludur. Bu zorunluluk dolayısı ile sözleşmede tapu sicilinde var olan ada, parsel ve sayfa numaralarının belirtilmesi gerekmektedir. Taşınmaz satışlarında muvazaa işlemleri genellikle mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla veya daha az tapu harcı ve vergi ödemek adına tarafların bedeli eksik göstererek yaptığı şekillerde ortaya çıkar.

Satış parası gerçekten az gösterilmiş ise bedelde muvazaa dediğimiz durum ortaya çıkar. Burada taraflar, daha az harç ve vergi ödemek için bu yola başvururlar. Yargıtay’ın bu konudaki görüşü şu şekildedir; Taraflara eksik ödenen harç ve vergilerin cezalı ödetilmesi ve sözleşmenin de bir satış iradesinin olması nedeni ile geçersiz sayılamayacağıdır.

Ön alım hakkı sahibinin hakkını kullanmasını engellemek amacıyla bedelde muvazaa yoluna gidildiği olmaktadır. Burada amaç ön alım hakkı sahibinin, hakkını kullanması yönünde bir engelleme girişimidir. Önalım hakkının kullanılmasında sorunların olması bakımından, bedelde muvazaa sözleşmeyi geçersiz hale getirir.

Bağışlama sözleşmesi yapılmasına karşın işlemin satış işlemi olarak gösterilmesi nispi muvazaa örneğidir. Görünürde satım işlemi olsa da gizli işlem olarak bağışlama söz konusudur. Görünürdeki işlemin şekil şartına uyduğu halde gizli işlemi de incelemek gerekir. Bir kere taşınmaz bağışlama sözleşmeleri yazılı şekle tabidir. Gizli işlem, şekil şartı yönünden geçersiz olacağı için ilgili muvazaalı işlem hukuk düzeninde de geçersizdir.

Tapuya kayıtlı olmayanlarda satış işlemi ise, taşınırların satışına ilişkin kurallar uygulanır. Tapusuz taşınmazlarda satış herhangi bir şekil şartına tabi olmamakla birlikte zilyetliğin devri sözleşmesi ile taşınmazın devri mümkündür.

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön