Türk Ticaret Kanunu hazırlanırken kanun koyucu, “ticari işletme” temelinden hareket etmiştir. Kanun ticari işletme kavramı ile bağlantı kurularak hazırlanmıştır. Türk Ticaret Kanunu ve ilgili mevzuatı değerlendirmek istiyorsak öncelikle; ticari işletme kavramını ele almamız gerekmektedir. Ticari İşletme: Bir girişimci tarafından kar elde edebilme düşüncesi ile kurulan; emek ve sermayenin bağımsız şekillerde bir araya getirilerek oluşturulmasıdır.
Ticari işletmeler düzenli bir gelir sağlama amacıyla kurulurlar. Türk Ticaret Kanunu’nun 17’inci maddesini aşmayan faaliyetler ticari işletme sayılamaz. Yani bir işletmenin düzenli olarak faaliyet göstermesi ve esnaflık faaliyetlerini aşması, o işletmenin ticari işletme olduğunu gösterir. Ticarethane, fabrika, ticari şekilde işletilen diğer müesseseler; ticari işletme kapsamında değerlendirilirler.
Her ticari işletme bir işletme olsa da; her işletme bir ticari işletme değildir. Esnaf işletmesi de kar elde edebilmek amacıyla, faaliyetlerini düzenli bir biçimde yürütse de ticari işletme sayılamazlar. Bazı istisnalar haricinde Türk Ticaret Kanunu hükümleri esnaflar için uygulanamaz. Ticari işletmeler, küçük ve orta düzey, büyük düzey olarak sınıflandırılabilir. Bu durum Türk Ticaret Kanunu 1522’de açıklanmıştır.
Ticari İşletmenin Unsurları
Esnaf İşletmesini Aşan Tutarda Gelir Elde Etme Hedefi
Tüm işletmelerin temel amacı gelir elde etmektir. Elde edilen gelirin nereye sarf edileceğinin ya da işletmenin gelir elde etmemesi de önemli değildir. Kimi durumlarda işletme zarar edebilir veya elde ettiği geliri farklı alanlar/amaçlar için sarf edebilir. Bunun yanı sıra işletmeyi serbest meslek erbabı, devlet, belediye veya bir KTK işletebilir.
Gelir elde etme kavramını ele alırken, malvarlığının doğrudan artması akla gelebilir ancak gelir elde etme bununla sınırlı değildir. Bazı hallerde, malvarlığındaki olası bir eksilmenin minimize edilmesi ve buna yönelik organizasyonlar/faaliyetler içerisinde bulunmak mümkündür. Gelir elde etmenin kapsamını malvarlığındaki eksilmeyi engelleyecek faaliyetler de oluşturur.
Türk Ticaret Kanunu‘nun 11’inci maddesine göre; esnaf işletmesi ve ticari işletmeyi ayıran sınırın Cumhurbaşkanı Kararı ile belirleneceğidir. Böyle bir karar bulunmadığından dolayı, yürürlükte bulunan diğer düzenlemelere başvurmak gerekli olmuştur. Eski Ticaret Kanunu’na göre 1463/2 maddesi bu yetkiyi Bakanlar Kurulu’na vermişti. Bakanlar Kurulu’nun 2007/12362 sayılı kararı bu ayrımı yapmaktadır ve günümüzde yürürlüktedir. İlgili karara göre; esnaf ve sanatkar siciline kayıtlı olan kişilerin ilgili alış/satış tutarları ile gayrisafi iş hasılatları, esnaf ve sanatkar sayılma hadlerini aşıyor ise, ticaret siciline kayda zorlanamayacağı ancak esnaf ve sanatkar sayılma hadlerinin 6 katına kadar bir alış/satış, gayrisafi iş hasılatı söz konusu ile esnaf ve sanatkar sicil marifeti ile ticaret siciline aktarım gerçekleşir.
Bir yandan da esnaf ve sanatkarların iktisadi faaliyetleri için en önemli sermaye kaynağının bedeni çalışmaya dayanması, Eski Türk Ticaret Kanunu md.17’de vurgulanmıştı.
Devamlılık
Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir.
Türk Ticaret Kanunu md. 11/1
Devamlılık unsuru Türk Ticaret Kanunu md.17/1’de açıklanmıştır. Kanun koyucu ticari işletme faaliyetlerinin devamlı bir şekilde devam etmesini ele alırken; yapılan işlerin tesadüf eseri ya da bir sefere mahsus olmayacağını ele almıştır. Örnek vermek gerekirse bir ticari işletme faaliyet alanı dışındaki bir işe tesadüfi bir biçimde aracılık etmiş ve gelir elde etmiş ise faaliyet alanı dışında kalan iş ticari faaliyetleri kapsamında değerlendirilemez. Tesadüfi veya bir kere yapılan işlerin, devamlılık unsuru ile bir bağı bulunmamaktadır.
Faaliyetin devamlı olup olmadığını anlayabilmek için kast ve amaca bakmamız gerekir. Bir işin devamlı yapılmasına yönelik kasti hareketler ve amaç alenen ortada ise devamlılık unsurunun ortada olduğunu söyleyebiliriz. Kısa süreli kesintiler devamlılık unsurunda bir sekteye yol açmaz. Yani kısa süreli ticari işletmenin kapalı kalması, onun bir ticari işletme sıfatından ayrıldığını göstermez.
Bağımsızlık
Ticari işletmeler, doğası gereği faaliyetlerini bağımsız olarak yerine getirirler. Bu yönü ile ticari işletmenin şubesi merkeze bağlı olduğu için ayrı bir ticari işletme olarak ele alınmaz. Bir ticari işletmenin hizmetlerine aracılık eden, o işletmeleri işletme adına yapan acenteler bağımsız oldukları için ayrı bir ticari işletme olarak ele alınırlar.